31 Aralık, geçmişte Dünya Azerbaycanlılarının Dayanışma Günü olarak kutlandı. Bugün, dünyanın dört bir yanındaki Azerbaycanlılar arasında dayanışma bağlarının güçlenmesine katkı sağlayan önemli bir gün olarak hatırlanıyor.
Bu anlamlı gün, farklı coğrafyalarda yaşayan Azerbaycanlıların bir araya gelerek kültürel bağlarını güçlendirmesi ve birlikte geçmişlerine duydukları bağlılığı pekiştirmesi açısından büyük bir öneme sahipti. Dünya genelindeki Azerbaycan diasporası, bu özel günde birbirine daha da yaklaşarak ortak tarihlerine vurgu yaptı.
31 Aralık, Azerbaycanlıların dünyanın dört bir yanında birbirlerine destek olma, kültürel miraslarını koruma ve gelecek nesillere aktarma konusundaki kararlılıklarını yansıtan anlamlı bir gün olarak geride kaldı. Bu özel gün, Azerbaycanlılar arasında güçlü bir dayanışma ruhunun simgesi olarak hatırlanacak.
İçindekiler
Azerbaycan Türkleri, Güney Azerbaycan’daki Soydaşları İçin İnisiyatif Aldı
Dünya Azerbaycanlılarının Dayanışma Günü, temelini 1989 yılının aralık ayı sonunda Nahçıvan’da sınırların yıkılması sırasında atmıştır. Kuzey ve Güney Azerbaycan arasındaki sınır karakolları o dönemde yıkıldı. Bu süreçte, İstanbul’da Türkçe konuşan halkların katılımıyla bir konferans düzenlendi. Konferans, dünya Azerbaycan Türklerinin dayanışmasını kutlama kararı aldı.
O dönemde Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Meclisi Başkanı Haydar Aliyev, Azerbaycan halkının önemini göz önünde bulundurarak 16 Aralık 1991 tarihinde, 31 Aralık’ı Dünya Azerbaycanlılarının Dayanışma Günü olarak ilan etti. Bu anlamlı gün, o günden bu yana dünya genelindeki Azerbaycanlılar arasında birlik, beraberlik ve dayanışmanın simgesi olarak kutlanmaktadır.
Dünya Azerbaycanlılarının Dayanışma Günü’nün Öncüsü Azerbaycan Halk Cephesi
Dünya Azerbaycanlılarının Dayanışma Günü’nün öncüsü olan Azerbaycan Halk Cephesi, cesur ve tarihi bir adım atarak Azerbaycan Türklerine karşı onurlu görevini yerine getirdi. Türkler, Güney Azerbaycan’da yaşayan kardeşlerine kavuşmak için çelik telleri çekiçle, baltayla ve çıplak elle dağıttı. Yüzbinlerce insan, Güneyden ve Kuzeyden Araz Nehri’ne doğru yürüyerek Azerbaycan’ın bağımsızlığı için mücadele etti; aralarında birçok önemli isim ve aydınlar bulunuyordu.
